Biz Kimiz?

Kıbrıs sorununun kapsamlı bir çözüm gerektirdiği anlayışını paylaşan bireyler.

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum bireylerden oluşan bir grubuz; adanın geleceğini güvence altına almak için iki bölgeli, iki toplumlu federasyona dayalı kapsamlı bir çözümün aciliyet arz ettiğine inanıyoruz.

Tarih, sosyoloji, eğitim, barış inşası ve müzakere, uluslararası ilişkiler, politika ve sivil toplum gibi alanlarda deneyime sahibiz; Kıbrıs’ta kalıcı barışa ömür boyu sürecek bir bağlılıkla çalışıyoruz. Yaklaşımımız, kapsayıcı ve toplumlar arası taban düzeyi işbirliğinin yanı sıra cesur siyasi liderliğe de eşit önem verir. Kıbrıs’ta veya dışında herhangi bir siyasi partiye ya da kamu kurumuna bağlı değiliz.

Barış İçin Hedefimiz

Kıbrıs’ta herkes için sürdürülebilir ve ortak bir gelecek; etnik, ırksal veya dilsel geçmiş, milliyet, cinsiyet ya da diğer herhangi bir statü gözetmeksizin siyasi eşitlik temelinde. Her düzeyde barış kültürünü benimseyen ve daha geniş bölgede adalet ve barış içinde bir arada yaşam için örnek teşkil eden bir Kıbrıs.

Vizyonumuz
Misyonumuz

Kıbrıs’taki iki toplumdan kilit paydaşları, müzakerecileri ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek mevcut mekanizmaları gözden geçirmek ve güçlendirmek; uzlaşıyı ilerletecek yeni uygulama modelleri geliştirmek ve kalıcı barış için somut adımlar atmaktır.

Amaçlar

  • Kıbrıs meselesine kapsamlı bir çözüm için iki toplumlu, iki bölgeli federasyon modeline dayalı kültürel, sosyo-ekonomik ve siyasi adımları destekleyecek mekanizmalar geliştirmek.

  • Kilit siyasetçiler, müzakereciler ve üçüncü taraflar dâhil olmak üzere deneyimli kişileri, kapalı oturum istişareleri ve politika planlaması süreçlerine dâhil etmek.

  • Güven tesisini ve kültürel uzlaşıyı hedefleyen taban düzeyi atölye ve eğitim programları tasarlamak ve uygulamak.

  • Toplumlar arası diyalog, etkinlik ve faaliyetlerle federalizm ve barış kültürü konusunda kamuoyu farkındalığı oluşturmak.

  • Taban düzeyindeki barış girişimleri ve sivil toplum aktörleri arasında işbirliğini, ağ kurmayı ve ortaklıkları kolaylaştırmak.

  • Birleşik bir Kıbrıs’ın faydalarını kamu ve özel sektörün geniş bir yelpazesine tanıtmak; gruplar arası iş birliklerini teşvik etmek.

İlkeler ve Değerler

CPDC olarak bizler, misyon ve vizyonumuz doğrultusunda çalışırken farklı kesimlerden aktörler ve paydaşlarla işbirliği ve ortaklık kurmayı hedefliyoruz. Çalışmalarımızda ve uygulamalarımızda aşağıdaki temel ilke ve değerleri esas alıyoruz:

  • İşbirliği ve bilgi paylaşımı

  • Barış kültürü

  • Topluluk bilinci

  • Eşitlik (cinsiyet, sosyo-ekonomik ve siyasi dâhil)

  • İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi

  • Herkes için saygı ve onur

  • Kapsayıcılık, kültürel çoğulculuk ve çeşitliliğe bağlılık

  • İfade özgürlüğü ve farklı görüşlere saygı

  • Şeffaflık ve iyi yönetişim

  • Dürüstlük ve etik

Kıbrıs sorunu, modern dünyanın en uzun süreli çözülememiş çatışmalarından biridir; Lefkoşa, dünyanın bölünmüş son başkentidir. On yıllardır süren bu durum, adanın geleceğini geçmişiyle iç içe geçirerek nüfus için belirsizlik yaratmaktadır; etkileri yalnızca iki ana toplumla sınırlı olmayıp bölge genelinde istikrarsızlık ve çatışma riskini artırma potansiyeli taşımaktadır.

Kıbrıs sorununda çeşitli paydaşlar yer almaktadır; bunlar arasında Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık garantör devletleri ile 1964’ten bu yana toplumlar arası gerginlikler nedeniyle adada bulunan Birleşmiş Milletler de bulunmaktadır.

Barışçıl bir çözüme ulaşmak için müzakereler 1968’den bu yana farklı dönemlerde yürütülmüş, 1977–79’dan itibaren ise iki bölgeli, iki toplumlu federasyon (BBF) temelinde sürdürülmüştür; ancak sonuç alınamamıştır. 2002–2004 yıllarındaki Annan Planı süreci, Kıbrıs’ın bugüne kadar çözüme en çok yaklaştığı dönem olarak değerlendirilmektedir; zira referandumla sonuçlanan tek süreç olmuştur. Annan Planı, Kıbrıs’ın birleşmesini öngören, Türk ve Rum toplumlarının siyasi eşitliği temelinde bir federasyon kurulmasına dair BM önerisiydi. Aylar süren müzakerelerin ardından plan, 24 Nisan 2004 tarihinde, Kıbrıs’ın AB’ye katılımından bir hafta önce, referanduma sunuldu. Katılım her iki toplumda da %87–89 düzeyindeydi. Türk toplumunun %65’i plana “Evet” derken, Rum toplumunun yalnızca %24’ü “Evet” oyu kullandı; %76’sı ise “Hayır” dedi.

Dolayısıyla, Kıbrıs sorununun çözümü, Mayıs 2004’te de facto bölünmüş bir ada olarak AB’ye katılan Kıbrıs açısından, AB’nin bütünlüğü için de hayati önem taşımaktadır. Bu durum, AB’nin her iki topluma eşit haklar tanıma çabalarına rağmen, yetki alanındaki coğrafi sınırlardan kaynaklanan farklılıkları da beraberinde getirmiştir.

2002–2004 yılları Kıbrıs’ta önemli değişimlere sahne olmuştur. 23 Nisan 2003’te Kıbrıslı Türk liderliği Ledra Palace sınır kapısını açarak Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin karşılıklı geçişine izin vermiştir. O tarihe kadar, neredeyse 30 yıl boyunca Lefkoşa’nın iki yakası arasında geçiş mümkün değildi; iki ana toplum hiçbir temas kurmadan ayrı yaşamıştı. Sonraki yıllarda sekiz geçiş noktası daha açılmış olsa da, Kıbrıslıların büyük çoğunluğu hâlen kendi taraflarında yaşamaya devam etmektedir.

Annan Planı’nın ardından, 2008’de Dimitris Hristofyas ile Mehmet Ali Talat arasında yeniden başlayan görüşmeler somut bir sonuç vermedi. En son Mustafa Akıncı ile Nikos Anastasiadis arasında yürütülen müzakereler, 2017’de Crans-Montana’da çözüme oldukça yaklaşmış olsa da, nihai bir anlaşmaya varılamadı.

Bugün gelinen noktada, BM parametrelerine dayalı, siyasi eşitliği güvence altına alan iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde kapsamlı bir çözüm, Kıbrıs için hâlâ tek uygulanabilir ve müzakere edilebilir modeldir.

Geçmiş barış süreçlerinin kapsamlı şekilde değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Birikmiş bilgi ve deneyimler, barış için bir yol haritası geliştirmeye katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda, siyasetin ötesinde, Kıbrıs’ta kalıcı barışın sağlanabilmesi için federalizm kültürünün teşviki hayati önem taşımaktadır. Ayrıca, çözümün sürdürülebilir olabilmesi için diyalog ve işbirliğine dayalı bir barış kültürünün geliştirilmesi de gereklidir.

Kıbrıs: Arka Plan